Perşembe, Ocak 05, 2017

Yağmur ve düşündürdükleri

Yağmur üstüme üstüme
Varsın yağsın küçük hanım
Ben yağmurdan yaştan değil
Aşkından sırılsıklamım *

Çocukken, yağmur yağmaya başladığında, yağmurla ilgili bir şarkı söylemeye başlar ve böylece yağmurun şiddetini artırmaya çalışırdım. Çocuk halimle inanılmaz gelen, şarkımla beraber yağmurun hızlanması olurdu.

5 Yıl Önce 10 yıl Sonra grubunun "bak ne diyor yağmur, bak ne diyor dinle" şarkısını söylerdim çoğunlukla. Zaman içinde Terence Trent D'arby'nin "Rain" şarkısını, Sezen Aksu'nun "Ünzile"sini... Burhan Çaçan'ın "Yağ Yağmur"unu da söylemeye başladım. Aslında, yaşadığım her duruma uyduracak bir şarkı sözü bulmak gibi bir meziyetim vardı. söylerdim, söylerdim...

Berlin'de geçirdiğim çocukluğum boyunca hafızama kazınan yağmur manzarası, ıslak rengarenk kurumuş yaprakların sokakları doldurmasından ibaret. Ve tabi ki rengarenk yağmur botları. Rengarenk yağmurluklar. Çocuk boy bir şemsiyem vardı ucu top gibiydi, şekerli top sakızları andırırdı.

Sonra, sonra babacığımla arabada seyahat ederken, sileceklerin yağmur damlaları ile yaptığı savaş gözümün önüne geliyor. Kazanan hep yağmur olurdu. Arabanın camları buğulanır, ben içeriden buğuları silerken, kendime bir yağmur damlası seçer, gözlerim ve parmağımla onu takip ederdim. Bana göre her yağmur damlasının bir hikayesi vardı ve araba camının sonuna geldiğinde, damlanın da hikayesi sona ererdi. Bazen damlaların cama yapışır yapışmaz izledikleri yol, bir başka damlanın yolu ile kesişir, ikisinin arkadaş olduğunu düşünürdüm.Yeni Türkü'nün "Yağmur'un Elleri" şarkısını belki bu yüzden bir ayrı severim.  O şarkıdaki yağmurun bir şahsiyeti vardır çünkü. Tıpkı benim hayalimdeki gibi.

Yağmurda rahmet kapıları açılır, Allah'tan istenir de istenir. Dua vaktidir.

Yağmurun melodisi, cama vuran tıkırtıları... toprağa düştüğündeki ses ile asfalta düştüğündeki sesin nağmesi. Tenekeye değen yağmurun solosu. 

Yağmur sonrası toprak kokusu bir de. En sevdiğim, en sevdiğimiz. İçine çektikçe insana huzur, ferahlık, sekine dolduran o güzelim koku.

Camdan bakarken, evlerin damlarının yıkanmasını izlemek, saçak altlarından yürümeye çalışan veya koşan insanlar. Yağmurda yürüyen mi daha çok ıslanır, koşan mı sorusu.

Kayıplarım sonrası yağmur altında yaptığım uzun uzun yürüyüşler. Islandığını umursamamak.

Yağmurda yüzünü göğe dönmek, şarkı söylemek.

Tevfik Fikret'in Yağmur şiiri elbet. Katre nedir öğrenmek, katre damla demek. Bir şiirin kulağına nağme gibi gelmesi ve şiiri çok sevmek. 

Küçük, pür heves, gevherin katreler
Sokaklarda, damlarda pür ihtizaz
Olur muttasıl nevha-ger, nağme-saz
Sokaklarda, damlarda pür ihtizaz
Küçük, pür heves, gevherin katreler...

*Zeki Müren - Fakir Bir Şairim


Hiç yorum yok: