Cuma, Ocak 06, 2017

Babam evde yok, kapıyı açamayız...



- Evde bir yetişkin yoksa, yabancılara kapıyı açmayacaksınız çocuklar.

Böyle mi demişti Fethi Sekin çocuklarına? Böyle mi tembihlemişti Tolunay'a, Nisa'ya ve Dila'ya. Sair zamanlarda yavrularına sarılırken, severken, yanağını okşayıp söz istemişti belki de. Öyle ya, zor zamanlardan geçiyordu memleket ve eskisi gibi değildi dünya. Hep tetikte olmalı. Ne olur ne olmaz... Ne olaylara şahit olmuştu.

Dün kapı çaldı. Babaları evde yoktu, anneleri de öyle.

Televizyon açıktı belki. İzmir'de olağandışı birşeyler olmuştu. Duymuşlar mıydı? Sezmişler miydi? Tolunay ve Nisa lise öğrencisiydi, akılları keserdi... Birşeyler anlamışlar mıydı?

Kapı çalmaya devam etti... 

Dediler ki; babam evde yok, kapıyı açamayız.

Gelenleri aslında tanıyorlardı; babaları gibi polis teşkilatından büyükler gelmişti.

Açmıyorlardı... Açmayınca birşeyleri duymak gecikecekti, belki ondan kimbilir.

İkna oldular, amcalar içeri girdi. Biraz zaman geçti. Nasıl geçti o zaman? Uzun bir sessizlik şeklinde mi? Sorgu sual dolu mu? Nasıl geçti?

Sonra anneleri geldi.

İşte o zaman eve ateş düştü.  Anne, gezindikleri  bağ, baba yaslandıkları dağdı. Dağ yıkılmıştı. Önce bir feryat kopmuştu. Sonra  zaman durmuştu. Anneleri sıkı sıkı sarıldı hepsine. Kenetlendiler acı içinde.

.
.
.

Şehit Fethi Sekin... Baba, eş, evlat, mert mesai arkadaşı, güzel ağabey Fethi Sekin. Makamın cennet olsun. Hakkımız helal olsun. Ötelerden sen de helal eyle hakkını.


Hiç yorum yok: