Başarması en zor şeylerden biri ümidini kaybetmemek olmalı.
Gerçekten çok zor bir şey. TDK sözlüğünde ümit/umut kelimesinin karşılığında "ummaktan doğan iç huzuru, güven duygusu" deniyor.
Ummak... umutlu olmak... iç huzuru duymak.
İnsanı yaşatan umuttur. İnanıyorum.
Ümit fakirin ekmeği, umar ha umar...
Bugün, çalıştığım hastaneye şehir dışından bir anne ve engelli oğlu geldi. Bizi televizyonda izlemiş. Randevusunu almış gelmiş. Oğlu, annesinin anlatımıyla 4 yaşına 20 gün kala... kreşi bitirdiğinde araba kazası geçirmiş... Aslan gibi, çok zeki, gelişkin bir çocukmuş. Öyle diyor annesi... Bunu ilk önce doktorun asistanı olarak bana, sonra aynı cümlelerle doktora anlattı. Oğlu şimdi 25 yaşında. 21 yıldır annesi oğluna bir çare arıyormuş. Dünyaca ünlü bir doktordan; adı Katya... soyadını anlayamadım. Randevu almışlar ama, vize alamamışlar. Anne diyor ki; bütün ülkeler bize vizesiz giriş yapabilirken biz maalesef çocuğumuzu yurtdışına çıkaramadık.
Dinledik.
Sadece dinleyebildik.
Keşke böyle bir şey mümkün olsa, keşke felçli hastalar iyileştirilebilse. Ah keşke. ama işte bir umuttu... Belki de cevabı biliyordu ama yine de gelmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder